BENGÜL EDEBİYAT / SANAT
  çıplak ayaklıydı gece-mustafa aslan
 

ÇIPLAK AYAKLIYDI GECE

 

‘Çıplak Ayaklıydı Gece’ Ahmet Ümit'in polisiye öykülerinden ayrı bir yer tutuyor. Bu yapıtında yazar 12 Eylül 1980 askeri darbesi öncesi ve sonrası yılların atmosferini tanıklık ve anılarına da dayanarak anlatıyor.

 

İki kent

 

Ahmet Ümit ‘Çıplak Ayaklıydı Gece’ adlı yapıtında iki kent uzam olarak öne çıkıyor:Gaziantep ve İstanbul.

İki kentte, özellikle Gaziantep terör olaylarının yaşandığı 1980 öncesinin olaylarını anlatıyor.

Gaziantep’i anlattığı öykülerden kimileri ‘78’linin Mektubu,’ ‘Beni Yine Hamama Götür Anne,’ ‘Yitik Kentin Kıyısında,’ ‘Ay ışığında Klarnet Taksimi,’ ‘Gökyüzünde Yıldız Olmak’…

 

‘Yitik Kentin Kıyısında’ ve ‘Beni Yine Hamama Götür Anne’ adlı öykülerinde çocuk dünyasını başarılı bir şekilde verirken kendinden de bir şeyler okura sunuyor. Yazar, çocukluğunu ve çocukluğunun geçtiği Gaziantep’i bu öykülerine taşımış.

 

“Okulda teneffüsler, akasya dallarını bayram yerine çeviren serçelerin sarhoş sevinçlerine benzer. Susamlı simit kokan gazozlar, tek kale maçlar, birdir bir, uzun eşek sek sek… Erkekler sek sek oynamaz, kızlar da uzun eşek.” (s.96)

 

Yazar – anlatıcı - kahraman benzeşmesi ise 78’linin Mektubu’ adlı öyküsü ‘adlı kendini göstermektedir. 12 Eylül 1980 öncesi öldürülen Enver Kurt yazarın yakından tanıdığı birisi olmanın yanında o yıllarında canlı tanığıdır. Unutulan bir tür olan mektup tekniğini kullanarak anlatması ise öyküyü bir başka açıdan dikkate değer ediyor,

 

İstanbul, Ahmet Ümit öykü ve romanlarının vazgeçilmez uzamı olarak karşımıza çıkıyor. Bu yapıtında da öykülerde Gaziantep’le birlikte İstanbul da uzam olarak ağırlığını duyumsatıyor.

 

 

 

Sol

 

‘Çıplak Ayaklıydı Gece’ 12 Eylül 1980 darbesi öncesi ve sonrasıyla soldan da söz ediyor. Zaman zaman özeleştirinin de yapıldığı yapıtta solun iktidar hedefi gibi konuları da irdeliyor. Geçmişi anlatırken zaman zaman karamsarmış görünse de geleceğe umutla bakıyor yazar. Gelinen noktayı demokratikleşme açısından olumlu buluyor. Fevzi Kurt’a yazdığı mektubun sonuna doğru belirginleşiyor iyimserliği ve arkadaşına olan engin sevgisi.

 

“… Sizi düşündüğümde, yüzümü gölgeleyen endişe bulutları kayboluyor, sevinçle doluyorum. İnsanlık biraz daha güzel görünüyor gözüme.” (s.5)

 

‘Çıplak Ayaklıydı Gece’ askeri darbe öncesi ve sonrasıyla insanımızı başarıyla çizen Ahmet Ümit’in polisiye öykülerinde ayrı ulamlayabileceğimiz türden.

 

*Ahmet Ümit, Çıplak Ayaklıydı Gece (öykü), 11. Basım:Temmuz 2010, Everest yayınları-İstanbul


 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol