BENGÜL EDEBİYAT / SANAT
  ahmet ş. doğan'la ilgili mustafa aslan'ın yazıları
 


DİLSİZ KETUM

Dilsiz Ketum, Ahmet Ş. Doğan’ın insanın iç hesaplaşmalarının anlatıldığı bir romanı.
Dilsiz Ketum adlı yapıt Dostumun Dostu Düşmanımdır, Tükenmez Silgi, Sertakım, Anne Toprak Çağırıyor Beni, Teşhis : Şizofren Vaka… Bilinmiyor, Ateizme Doğru, İntihara 7 Kala adlı ana bölümlerden oluşmaktadır.

Dostluk

“Giriş” olarak niteleyebileceğimiz bölümde yazar romanın genel hatlarını çizmekle birlikte daha çok da Dostumun Dostu Düşmanımdır bölümünü destekleyen tümceler kurmuş. Çünkü dostluk kavramının yaşananlara bağlı olarak irdelendiği ilk bölümde ve girişte de ortak görüşler dile getirilmektedir. Yapıt boyunca da dost, dostluk ve arkadaşlık kavramlarını irdelenmektedir.

“Arkadaşlık günübirlik bir ilişkidir ve onların arasından birini çıkartıp da;”işte bu benim dostum” diyemezsin ve dediğin an her şeye razı olmuşsundur artık. Görüp göreceğin her şeye kabullenmek zorunda kalırsın. Arkadaşlıklarda dostluk gibi çıkarlara dayanır. Gerçi çıkarsız olan ne var ki bu alemde de bizler çıkarsızlık arayıp duruyoruz.” (s.302)

Yapıtta, bir önceki bölüm aynı zamanda ileriki bölümlerin hazırlayıcısı niteliğindedir. Çünkü ‘Dostumun Dostu Düşmanımdır ’ın gideceği yer gelecek bölümlerde şizofrenlik ya da intihardan başka bir şey olamayacağı açıktır. Dostluk kolay bir şey değildir. “Kendine yapamayacağını ona yapıyorsan o dostundur” saptamasını yapıyor yazar. Hemen öyle birkaç tanımla dost seçilemez. Bu açıdan yapıt içinde bir tutarlılık vardır, anlatılanlar açısından. Yapıtın iç tutarlılığı ve izlek bütünlüğünün olması sürükleyicilik yolunun açık tutulmasına neden olmaktadır.

“Eğer dostluk karşılıklı endişe duyma içinse birbirleri için, beraberken bile gizli bir özlem varsa o anda, yaşam damarlarının bağlı olduğu ana kaynaksa, kendine yapamayacağını ona yapıyorsan hem de düşünmeden, bil ki o senin dostundur.“ (s.253)

Eleştiriler

Yazar, Heraklit gibi dostluk konusunda eytişimsel bir bakış ortaya koyuyor. O nasıl akan suda iki kez yıkanmayacağını söylüyorsa, yazar da dostlukların ikinci kez yaşanamayacağını belirtiyor. Roman çerçevesi içinde, çocukluğa da değinerek psikolojik ağırlığını koruyarak başka bir yere götürmek istiyor okuru. Ahmet Ş. Doğan’ın gelmek istediği yer eleştiri durağıdır. Yapıt, günümüze ve insanına eleştiriler yöneltmektedir. Anlatıcının ağzından maddi, manevi yönü ve şımarıklığı üzerinde duruyor. Kahramanımızın sorununun insanlarla olduğunu öğreniyoruz. İnsanları, yaşadığı toplumu eleştirmesini koşullarının yapıtta yerli yerine koymuş, yazar dostluk kavramını soyutlamadan.

“-Evet, senin sorunun insanlarla. Eğer sen benim oğlumsan, insanlara çok zarar vermişsindir, kimseye madden zarar veremeyecek kadar iyi birisi olsan da manevi zarar veremeyecek kadar da şımarık bir çocuksun, sana da hak veriyorum maddi doyuma ulaşamadığın için manevi bir doyum aradın ve sen de dostlarından her an her şeyi yapabilecek düzeye gelmelerini bekledin.” (s.229)

Ahmet Ş. Doğan, insanın bilinçaltını çocukluğuyla bağlantılı olarak bir yanıyla dostluk kavramını irdeleyen bir roman, Dilsiz Ketum.

* Ahmet Ş. Doğan, Dilsiz Ketum, I.Basım:Eylül 2009, Güncel Yayıncılık-İstanbul

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol