BENGÜL EDEBİYAT / SANAT
  mustafa aslan'ın kış uykusu ile ilgili yazıları
 

 

 
 



KIŞ UYKUSU

 

Kış uykusu Ayşegül Devecioğlu’nun askeri darbe sonrası insanların ve ülkenin durumunu açık bir dille anlattığı beş öyküden oluşan bir yapıt. Yakın zamanlarda benzerine az rastlayacağımız türden öyküler, politik açıdan baktığımız zaman. Çünkü edebiyatımız, özelikle öykümüz politikadan oldukça uzaklaşmış durumdadır.

 

İnansımız gibi edebiyatımız da, Devecioğlu’nun öykülerinde izlek açısından önemli bir yer tutan askeri darbe sonrasında. Onun öykülerindeki kahramanların önemli bölümü bir şekliyle darbe mağdurudur.

 

Darbe ne yapar?

 

Öyle ya, Devecioğlu’nun öykülerinin ana eksenini oluşturan darbe, daha doğrusu baskıcı yönetim ne yapar, insanların yaşamını nasıl etkiler?

İnsanların yaşamını alt üst eden darbe süreçlerinde ve sonrasında topluma uygulanan baskı ve yıldırma ülkenin her yanını “birinci şube” olmuştur artık, Devecioğlu’nun özellikle yapıta adını veren Kış Uykusu adlı öyküsünde belirttiği gibi.

 

“Salıverildikten birkaç yıl sonra, gözaltına alınan bir yakınlarını soruşturmak için Şube’ye gittiğinde, çevredeki evlerin görünmez bir perdeyle örülmüşçesine silindiklerini görmüştü. Şube’ye bakan pencerelerde hiçbir hayat belirtisi, balkonlarda tek çiçek yoktu;birkaç saksının içinde tozlu, kahverengi ya da griye dönüşmüş yapraklar seçiliyordu…” (Kış Uykusu, s.17)

 

Mafya ve yoksullar

 

Öykülerde yoğun bir yoksullaşma ve yıkımla karşı karşıyayız. Bu insanların iç dünyasından kentlerin doğal yapısını bozmaya kadar uzanan geniş bir alana uzanır. Sokakta yaşayan, vücudunu satan insanlar hızla çoğalmaktadır. Yazarın sözünü ettiği müteahit çetesi, inşaat mafyası… türer. Kentlerin doğal yapısı bozulmaktadır. Yoksulların, kent merkezlerindeki evleri zorla yıkılmaktadır, büyük alışveriş merkezleri ya da pahalı konutlar yapmak için.

 

“Artık televizyon ekranında yoksulların yaşadığı mahallelere panzerlerle, biber gazı atılarak yapılan saldırıları, şehrin merkezindeki eski yerleşimleri, alışveriş merkezlerine ve pahalı konutlara dönüştürmek için gönderilen yıkım ekiplerini izlerken…” (Kış Uykusu, s.15)

 

Kardeşlik

 

Devecioğlu’nun Kış Uykusu’nda vermeye çalıştığı önemli bir iletidir, kardeşlik. Hemen her öyküsünde bir arada yaşayan değişik kültürden insanları sunar bize. Birbirine saygılı ve karşılıklı uyum içerisinde. Kürt, Çingene, Türk, Kızılbaş bir arada kardeşçe yaşamaktadır. Birbirinin adından her şeyine kadar saygılı olduklarını görüyoruz.

 

“Kürtlerin, Çingenelerin, Kızılbaşların, Türklerin iç içe yaşadığı mahallenin gölgeli hafızasında Gızila’nın ne anlama geldiğine, lakap mı, gerçek ad mı olduğuna pek kafa yoran yoktu.” (Beşmeşelik’te Bazı Tuhaf İşaretler, s.67)

 

Ayşegül Devecioğlu’nun Kış Uykusu adlı yapıtındaki öyküler 12 Eylül darbesini eleştirel olarak anlatan, yazınsal olarak belli bir seviyenin üzerindeki öykülerden oluşmaktadır.

 

*Ayşegül Devecioğlu, Kış Uykusu, I.Basım:Mayıs 2009, Metis Yayınları-İstanbul

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol