BENGÜL EDEBİYAT / SANAT
  mustafa aslan'ın bakır çağı ile ilgili yazıları
 

BAKIR ÇAĞI

 

Everest Yayınları Melih Cevdet Anday’ın denemelerinin ikinci kitabını Bakır Çağı adıyla yayımladı. Kitapta, aydınlanma, Batı ve batılılaşma, Atatürkçülük… konularında kafa yoran Anday’ın Ataç, Çalışan Adam, Devlet Tiyatrosu, Dost, Varlık, Yeditepe, yeni Ufuklar, Yurt ve Dünya dergilerinde ve Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan seksen bir yazısından oluşmaktadır.

 

LAİKLİK, BATILILAŞMA…

 

Atatürkçülüğü bir eylem olarak görüyor, Anday. Devrimlerin de birbirine sıkı sıkıya birbirine bağlı olduğunu savunmaktadır.

 

Atatürk’le ilgili konular özellikle iki noktada yoğunlaşıyor: Laiklik ve Batı. Atatürk ilkelerinden laikliği can alıcı bir devrim olarak görüyor. Bu bir seçim sonunda değil, olaylar ve kavgalar sonunda gelinmiştir. Bir yerde,  tarihsel birikim sonucunda zorunluluktur, laiklik devrimi. Saltanatın kaldırılması da bu noktada bakıldığında tarihsel bir zorunluluktu. 

 

“… Osmanlı artıklarının ve hayranlarının dedikleri gibi, “Ulusal savaş kazanıldı, ama saltanatın ve hilafetin kaldırılması zorunlu değildi, “ savı yaşanana hayata ve tarihe karşıt bir davranıştır.” (s.220)


Melih Cevdet Anday, yazılarının çoğunda Batı uygarlığını yakalamayı bir hedef olarak koyuyor. Bu konuda oldukça kararlı olduğunu yazılarında daha iyi görüyoruz. Koşulsuz teslimiyet ya da sömürge olma taraftarı olmadığını belirtelim.

Onun Batı’yı uygarlık alanında yakalama tutkusu boş bir şey değildir. Öykünmecilik ya da yozluk hiç değildir. Yapıtta bu konuda – özellikle sanat ve Mustafa Kemal Atatürk’le ilgili yazılarında- uzun uzun kafa yorduğunu görüyoruz.

 

Batılılaşmaya çalıştığımız Tanzimat’tan bu yana bir bocalama yaşadığımızı belirtiyor, Melih Cevdet Anday. Batı’ya öykünüp köksüz kalmak ya da köküne sıkı sıkıya sarılıp dünyadan geri kalmak… Bu konuda Ziya Gökalp’in de kafa yorduğunu görüyoruz. Ona göre, bu bocalamanın nasıl yok edileceğini Atatürk göstermiş.“Atatürk yaşayışı, düşünceleri, davranışlarıyla güzel ve çelişkisiz bir batılı Türk örneğiydi.” (s.240) diye belirtmektedir.

 

KÖY ENSTİTÜLERİ

 

Anday’ın denemeleri arasında sıklıkla geçen Köy Enstitüleri’dir. Bunun üzerinde durmasının nedeni Türk insanın kültürel yapısının sağlamlaştırılması, daha iyi yaşaması ve Türk çocuklarının aydınlığa çıkma davasıdır. Dünyada bir benzerinin daha bulunmadığı Köy Enstitüleri kapatılması için zamanında birçok haksız saldırıya uğrar. Yüzde yüz yerli olan Enstitülere “bünyemize uygun değildir” “taklittir” savlarına Fay Kırby’nin araştırmasından alıntılar yaparak yanıt veriyor. Bu kurumun neden yaşatılmamasına çok üzüldüğünü dile getirir. Kapatılmasının ardında art niyet arar.

 

“İnanın bana, “Biz Türk halkının okumasını, yazmasını istemiyoruz,” diye açıkça söyleseler, daha saygıyla karşılayacağım. Olur a, okuma yazmanın bir kötülüğünü görmüşlerdir belki… ama Batılısını gösterirsiniz, istemez; yerlisini öne sürersiniz, onu da iter, işte buna çare yoktur.” (s.8)

 

Melih Cevdet Anday’ın yazılarının toplandığı ikincisini oluşturan Bakır Çağı’nda ağırlıklı olarak Türk Devrimi, Atatürk ve Batılılaşma sorunu irdeleniyor. Özellikle Batı konusundaki düşüncelerini ötekileriyle bir araya getirdiğimizde ilginç bir görünüm ortaya çıkıyor, düşünsel açıdan.

 

 

 

*Melih Cevdet Anday, Bakır Çağı (Toplu Yazılar 2) I:Basım:Şubat 2009, Everest Yayınları-İstanbul



http://yazarmustafaaslang.tr.gg


 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol