YAĞMURDAN ÖNCE

Ülkemizde, Uyku Evi adlı romanıyla tanınan Jonathan Coe'nun Yağmurdan Önce  kadın eksenli bir roman olmakla birlikte çocuk ve genç eğitimi konusunda ışık tutan ilginç kurgusuyla dikkat çeken bir yapıt.

Fotoğraflar

Fotoğraflar… Bir insanın değil birçok insanın hatta ülkenizin tarihinin önemli sayılacak bölümlerini Jonathan Coe’nun insan yaşamını açıklamada yetersiz olarak gördüğü, zavallı olarak nitelendirdiği fotoğraflarla yaptığı gibi anlatılabilir, bence. Yağmurdan Sonra’daki gibi  albümünüzden seçeceğiniz on dokuz yirmi fotoğrafla bunu becermek elbette ustalık ister. Coe kurgusunu bu temeller üzerinde oluşturmuş. Tıpkı bir bulmaca çözer gibi kişinin yaşamını gizlerini birer birer…

“Bir fotoğraf aslında ne kadar zavallı bir şey. Bir insanın veya bir evin yaşamının içindeki milyonlarca andan yalnızca bir tanesini yakalayabiliyor.” (s.s. 34-35)

Yapıt,  yetmiş üç yaşında yaşama gözlerini yuman Rosamond’un öldükten sonra bıraktıkları arasında bulunan on dokuz fotoğrafın ve bir yağlıboya resmin teybe anlatılmasından oluşmaktadır.

II. Paylaşım Savaşı

II.Paylaşım Savaşı konusunda ülkemizde bir hayli roman yayımlandı.  Almanya karşıtı cephede yerini alan İngiltere’nin savaş yıllarını vermesi açısından ilginç bir çalışma, Yağmurdan Önce.

Yazar, savaş koşullarındaki İngiltere’yi Rosamond’un yaşamı üzerinden vermiş. Kahramanımız o yıllarda küçük bir çocuktur, hükümet çiftçilerden mısır yetiştirmelerini ister ve alınan bir kararla öteki çocuklar gibi ailesinden alınarak kırsal alana gönderilir.  Yapıtın önemli kahramanlarından kuzeni Beatrix’le (Imogen’in annesi) de geldiği Owen Çiftliği’nde kan kardeşi olur.

Eğitim

Yağmurdan Önce, çocuk ve genç eğitiminden başka anne baba eğitimine de katkıda bulunabilecek bir roman. Yapıtta çocuğunun kör olmasına yol açan bir anneyle karşılaşıyoruz. Hepsinden de önemlisi, bu annenin davranışının oluşmasına neden olan  önceki yaşamının önceki yıllarına  ışık tutuluyor,  sevmek ve sevilmenin insan yaşamında çok önemli bir yer tuttuğunun üzerinde duruluyor.

“… O zamanlar ne tür bir tehlike olduğunu söyleyemiyordum, ama şimdi açıkça görebiliyorum:Sevgisizlik veya yeterince sevilmeme tehlikesi altındaydı.” (s.136)

Okuru merakla kendini son bölüme kadar okutan bir roman, Yağmurdan Önce. Çünkü olayların gelişimini çözme uğraşı içinde buluverebilir, okur. Jonathan Coe’nun ilginç kurgusuyla ve iletisiyle de adını Michael Gibbs’in aynı adlı şarkısından alan Yağmurdan Önce okunması gereken bir yapıt.