BENGÜL EDEBİYAT / SANAT
  mükellefiyet- mustafa aslan
 
MÜKELLEFİYET

İrfan Yalçın ‘Ölümün Ağzı’ adlı romanında kara elmas diyarı insanın çilesini edebiyatın tatlı dili aracılığıyla anlatmıştı. Metin Köse de ‘Mükellefiyet’ adlı romanıyla maden işçileri ve Karadeniz insanının yaşamını bir kez daha gündeme taşıyor. ‘Mükellefiyet’ adlı roman Metin Köse ‘nin Osmanlı’nın 1867 yılında köylülere ‘mükellefiyet’ adıyla orunlu kıldığı maden ocaklarında çalışmalarını anlatmakla kalmayıp Karadeniz kültürünü de önemli ölçüde vermektedir.

Mükellefiyet
 
Dış borcu artan ve ekonomik çıkmaza giren Osmanlı İmparatorluğu’nun enerji açığını gidermek için başvurduğu bir yoldur “Mükellefiyet,” 1867 yılında 1940’lı yıllarda da “Mükellefiyet” yinelenir, ancak sonuçları halk için yine iyi olmaz.

Karadeniz tarih ve kültürü

Romanın genelinde kullanılan yerel ağız Karadeniz bölgesinin belli bir bölümünün kültürünü yemek, düğün… gibi adetlerin yanı sıra geçmişini de veriyor. Kitapta geçen yerel sözcüklerden kimileri şunlardır: gurnamak (doğurma), gobez (köpek yavrusu), temek (ahırda hayvan dışkısı atılan pencere), cit (küçücük), düğüne okumak (düğüne davet etmek), bakla çalısı (fasulye sırığı), tumba (tumba diyerek kömür vağonu boşaltılır) Zerzene (Zonguldak’ın Perşembe ilçesi), Başlada (Başlarkadı Köyü), çınır (küreklerle kar kürüyerek yolu açmak), sehven (yanlışlıkla),Gara yumurcak (tavuk çalan yırtıcı kuş), mahna (bahane), fişteklemek (kışkırtmak)… Selçuklu’dan daha önce ve sonrasıyla bölgenin tarihinden ilgili bölümlerle de karşılaşıyoruz. “… Anadolu’da sık rastlanan bir şekilde Ahmet’e ölen dedesinin adı verilmişti –anlatıldığına göre buralar 1084 yılında Anadolu Selçuklu Sultanı Kutalmışoğlu Süleyman Bey’in komutanlarından Emir Karatekin tarafından zaptedilmiş, Çankırı, Devrek ve Ereğli Selçuklu topraklarına katılmıştı.” (s.19)


Çocuklar
 
Yapıtta mükellefiyetlik kapsamına giren çocukların maden ocaklarında babalarıyla bir arada çalışmaları anlatılıyor. Oyun oynayacak, okula gidecek yerde çocukların maden ocaklarına zorla tıkılmasını Metin Köse içleri burkacak bir başarıyla anlatıyor. “Çocukların ikisinin de dizleri titriyordu. Çavuş:’Dönün sırtınızı.’ Çocuklar döndüler. Çavuş kırbacı eline alıp vurmaya başladı.” (s.153)

Korku


Metin Köse korkunun toplumda nasıl yayıldığını, her söyleneni harfiyen yapan ama düşünmeyen yeni bir insan türü yaratılmak istendiği anlatıyor. Halkı sindirmek isteyenlerin aşama aşama insanları nasıl korkuttuklarını veriyor. “… Azarlanan, dövülen, sövülen bu insanların yüreklerine sürekli korku yükleniyordu. Ereğli’nin on dört kariyesinde köylülerden sanki yeni bir insan türü yaratılıyordu.” (s.73)

Metin Köse’nin yer yer belgesel tadı veren “Mükellefiyet” adlı romanı bir dönemin tanıklığını yapmanın yanında bir bölgenin tarih ve kültürünü de roman çerçevesi içinde sunuyor okura.
Metin Köse, Mükellefiyet, Doğan Kitap, 1. Baskı:Nisan 2010 -İstanbul
 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol