CAM KIRIKLARI

 

Cam Kırıkları, Erdal Öz’ün on öyküsünden oluşan bir yapıt. Kitap günümüz insanın sorunlarını irdelerken toplumsallıktan kopmayan bir birey üzerinden yola çıkıyor.

 

ÖYKÜ İÇİNDE ÖYKÜ

 

Erdal Öz, Cam Kırıkları’nda yer alan öykülerinde tek bir olay yoktur. Hemen her öyküsünde iç içe geçmiş olaylar vardır.  Yani öykü içinde öykü anlatmaktadır.  Hemen her öyküde iki ayrı yer almaktadır, bir öykünün içinde.

 

Yapıta adını veren Cam Kırıkları adlı öyküde emekli savcı geçmiş anılarını anlatırken, bu arada kahramanı Erdal Öz olan üniversiteli aşkını düşünenin   düşledikleri ikinci bir öykü oluşturmaktadır. İstense olaylar birbirinden ayrılarak iki ayrı oluşturulabilir.

 

YAZAR-KAHRAMAN – ANLATICI

 

Cam Kırıkları adlı öykü kitabında kahraman-yazar-anlatıcı benzeşmesi vardır. Sadece bu öykü için değil öteki yapıtları için anahtar yapıtlardan sayabileceğimiz anılarının yer aldığı  Defterimde Kuş Sesleri bu kanımızı doğrulamaktadır.

 

Sevgili ‘Acı’ ayrıldığı sevgilisini anlattığı bir öyküdür. Kahraman yazarın-anlatıcının kendisidir.  Defterimde Kuş Sesleri’nde bu sevgilisinin evliliğini, Yılmaz Güney ve Onat Kutlar’la nikaha gittiklerini ayrıntısıyla anlatmaktadır. Düştüğü notta ise, “ Yıllar sonra yazdığım Sular Ne Güzelse adlı öykümde o sevgiliyi çimiştim; daha sonra yazdığım Sevgili Acı adlı öykümde de.” (Defterimde Kuş Sesleri, s.265)

 

Kırmızı Mühür ve Onca Sevişmeden Sonra öyküleri de yazar kendi yaşamından yola çıkarak yazmıştır. Kahraman tıpkı yazar gibi bir kitapçıdır. İzlenmektedir. Tutukevinden kaçanlardan onun haberi olacağı kuşkusu vardır.

 

“Kaldırmıyorsun, ama gözlerini de açamıyorsun. Işık çok yakıcı. Yavaş yavaş alışıyor gözlerin. Önünde küçük bir masa. Masanın yanında ayaklı, gür ışıklı bir lamba. Lambanın arkasında, karanlıkta o. Başını kaldırmasan da onun orada olduğunu konuşmasından anlıyorsun.” (Cam Kırıkları, s. 65)

 

Dövmeye Geldiler de kahraman bir yazardır. Tıpkı Erdal Öz gibi öldürülen bir devrimci ile yaptığı konuşmaları yayımlama hazırlığındadır. Ancak bir takım kendine solcu diyen insanlar onun yazdıklarını denetlemek istemektedir.

 

Dedem Bana Küstü de anlatılan uzam ailesinin kaldığı Kırşehir’dir. Öykünün kahramanı ise yazardan başkası değildir.

 

SOLCULARA…

 

Erdal Öz, Cam Kırıkları adlı yapıtta sol içi eleştiri mekanizmasını çalıştırarak, pek çok solcu yazarın yapamadığını yapmıştır. Öykü, öldürülen bir devrimciyle cezaevinde söyleşiyi yayımlatmak üzeredir. Ama kendine solcuyum diyen birileri bir bölümün çıkarılmasını istemektedir. Aslında yazardan yazdıklarının hepsini denetlemek istemektedirler, bunu bahane ederek. Yazarla eve baskına gelen sözüm ona solcular arasında bu konuda geçen konuşmalar ilginçtir.

 

Yapıtta yer alan Dövmeye Geldiler adlı öyküsünde yazar yaşadıklarından yola çıkarak yazmıştır, Defterimde Kuş Sesleri ve Gülünün Solduğu Akşam adlı yapıtlarında ayrıntılı olarak okuduğumuz..   

 

“Oysa askerlerle ilgili sözleri basılacak metinden çıkaracaktım. Haklıydılar. Öyle görünmek istemiyorlardı. Anlıyordum. Bunu Mustafa’ya söylemiştim. Ama bun u ben yapacaktım. Kitap olarak hazırladığım dosyayı onların denetiminden geçirtmek istemiyordum. Oysa Mustafa dosyanın bütününü istiyordu.” (Cam Kırıkları-Dövmeye Geldiler, s. 102)

 

Erdal Öz, Cam Kırıkları adlı yapıtında yer alan öykü bir dönemin önemli tanıklığının yanı sıra insanı usta bir biçimde anlatmaktadır. Tekrar tekrar okunacak öyküler…

 

*Erdal Öz , Cam Kırıkları, 6. basım:Mart 2007, Can Yayınları-İstanbul

*Erdal Öz, Defterimde Kuş Sesleri, 5. Basım:Mayıs 2008, Can Yayınları-İstanbul