KEYFE GEZER 

‘Keyfe Gezer- Bir Gezginin Anıları’ Alfa Yayınları arasında çıkan görsel ve yazılı yayın organlarından tanıdığımız Arzu Çağlan’ın gezi yazılarından oluşuyor. Yapıt, biçim ve içerik açısından dikkat çekiyor.

 

 

Evliya Çelebi kıskanır mıydı?

Evliya Çelebi ünlü ‘Seyahatname’sini bugün yeniden yayımlayacak olsa elbette bol fotoğraf kullanırdı.  Arzu Çağlan'ın kitabını görse kıskanmazdı. Kıskanmazdı kıskanmamasına ama beğenirdi kuşkusuz.

Arzu Çağlan’ın  ‘Keyfe Gezer- Bir Gezginin Anıları’nda anlattıklarını fotoğraflarla desteklemiş. Yeri geldiğinde kullanılan fotoğraf yazıyı da gölge de bırakmıyor.

 

Bana kentini söyle sana ülkeni anlatayım

‘Keyfe Gezer- Bir Gezginin Anıları’nda yazar Barselona, Roma, Napoli, Paris, Stokholm, Kopenhag, Viyana, Amsterdam, Madrid kentlerini anlatıyor, kimi önerilerde bulunarak.

‘Keyfe Gezer- Bir Gezginin Anıları’ nda Arzu Çağlan kentleri anlatırken bir yerde de bir ülkenin belirgin hatlarını da sosyo/ekonomik olarak çiziyor. Örneğin: Napoli ile ilgili gezi anılarını okuduğunuzda Güney İtalya’nın aşağı yukarı genel özelliklerini öğrenmiş oluyorsunuz.  Buradan da İtalya ile ilgili genel bir bilgi ediniyorsunuz.

 

“Sadelik ve samimiyet ile gelen lezzet arayışımda bir de karşıma çıkan Da Dora hikayesi var. Napoli’de üçüncü günümde otelime döndükten sonra tek isteğim bir düşün ardından Marino’da körpe enginar salatası sipariş edip yayılmaktı…. Napoli kocaman kalçalı kadınlarla dolu, sıskalım mikrobu buralara henüz gelmemiş. Cafelerde salata didikleyen asabi kadınlara da hiç rastlamadım.” (s.111)

 

Sanat - edebiyat

Arzu Çağlan,  ‘Keyfe Gezer- Bir Gezginin Anıları’ nda anlattıkları ile ilgili sanat edebiyat yapıtlarıyla bağ kuruyor. Sanat yapıtında anlatılanları olduğu yerle ne gibi ilgisi olduğunu okura sunuyor. Örneğin: İspanya’da  Propos Merimeé’nin okumadığı ünlü yapıtı Carmen’i Bizet’in operasından yola çıkarak İspanyol kadının özelliklerinin ne ölçüde, neden bulunduğunu gerekçeleriyle veriyor.

 

“İspanya, kadının delisinin, değerli ve seksi bulunduğu bir kültüre sahiptir. Merimée’nin  romanını okumadım ama Bizet’in operasını izledim. Adamları birbirine düşüren Carmen’in  ortalığı birbirine katması bana hep abartılı gelmişti. İnanmamıştım, ta ki Pedro Almodovar sineması ile tanışana kadar.” (s.371) 

Arzu Çağlan’ın ‘Keyfe Gezer- Bir Gezginin Anıları’ ülkemizde az rastladığımız gezi yazılarının oluştuğu fotoğraflarla bezenmiş bir yapıt.

 

*Arzu Çağlan, Keyfe Gezer- Bir Gezginin Anıları 1. Basım:Ağustos 2010, Alfa Yayınları-İstanbul